Açıklama şöyle: '' Öğretmenler ayakta,Eğitim sen bugün yine alanlarda,MEB önünde.Öğretmenler susmuyor, taleplerimiz karşılanana kadar da susmayacağız.Peki biz ne istiyoruz?
Öğretmenlik Meslek Kanunu, muhatabı olan öğretmenlerin iradesi dışında, öğretmenlerin temel sorunlarını ve taleplerini dikkate almadan hazırlanmış, böylece öğretmenlerin çalışma ve yaşam koşullarını demokratik olmayan biçimde tek taraflı olarak düzenlemiştir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu, farklı branşlarda olsalar da aynı okulda ve aynı sınıfta öğrencilerine emek veren öğretmenleri, farklı kariyerlere ayrıştırarak ve bu yapay ayrıştırmaya göre farklı maaş uygulamasını meşrulaştırmaya çalışarak öğretmenler arasında eşitsizliğe yol açan bir düzenlemedir.
Kariyer basamakları sistemi eğitimin niteliğinde bir artışa yol açmayacak tersine okulda ve öğretmenler odasında çalışma barışını bozarak eğitimin niteliğini düşürecektir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ücretli öğretmen uygulamasına son verilmesi, sözleşmeli öğretmenlerin tüm hakları ile kadroya geçirilmesi beklenirken tersine bu Kanun kadrolu öğretmenleri öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen hiyerarşisine tabi tutmuştur. Oysa tüm öğretmenlerin asıl beklentisi, güvenceli iştir, eşit işe eşit ücrettir ve mesleki itibardır, saygıdır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu merkezi yazılı sınavı kaldırarak yerine “Adaylık Değerlendirme Komisyonu” oluşturmuş ve böylece öğretmenliğe ilk atanmada mülakatın bir benzeri siyasal ayrımcılığa yol açacak keyfi ve baskıcı bir süreci başlatmıştır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu “sınavsız kariyer olmaz” diyor. Kariyer basamakları arasındaki geçiş sınavlarının öğretmenler, veliler ve öğrenciler üzerinde çok olumsuz etkileri ortaya çıkacaktır. Öğrencilerine yıllarca emek vermesine karşın yeterlilik sınavına maruz kalan öğretmenin hissedeceği duygular eğitimin niteliğine gölge düşürecektir.
Velilerin algısında “nitelikli okul” ve “niteliksiz okul” ayrımlarına “yeterli öğretmen” ve “yetersiz öğretmen” ayrımı eklenecektir. Velilerin bakış açısında yaratılan bu algı, öğrenciler üzerinde de ciddi etkiler oluşturacaktır. Okulda “uzman öğretmenin sınıfı” ve “başöğretmen sınıfı” oluşacak ve algı düzeyinde eğitim hakkının sağlanmasında eşitsiz uygulamalar ortaya çıkacaktır. Bu süreç öğretmenin mesleki saygınlığını, okul ve aile arasındaki iletişimi ve çalışma barışını bozacaktır.
Değerli arkadaşlar,değerli basın emekçileri,
Ekonomik krizin derinleştiği ve eğitim emekçilerinin enflasyon karşısında ezildiği bu dönemde emekçilerin ekonomik ve özlük hak kazanımlarının kariyer basamaklarına ve sınavlara endekslenmesi asla kabul edilemez.
Bu nedenlerle;
• Tüm eğitim ve bilim emekçileri için, hiçbir ayrım yapılmadan yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşanabilir bir ücret düzenlemesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi çalışmasının ivedi biçimde yapılmasını istiyoruz.
• Eğitim emekçilerinin bu kanun ve yönetmelik kapsamında angaryaya dönüşen seminerlere alınmasına da, sınava da, kariyer basamaklarına da karşıyız. Bu kanunun bir an önce iptal edilmesini, öğretmenlere yaşatılan anlamsız, nitelik kazandırmayan ve tersine öğretmen emeğini değersizleştiren bu sürecin bir an önce durdurulmasını talep ediyoruz.
• Ekonomik, sosyal, mesleki, özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz, eleştirilerimiz ve önerilerimiz doğrultusunda demokratik ve katılımcı bir anlayışla,özel sektörde ve kamu okullarında görev yapan tüm öğretmenleri kapsayacak şekilde hazırlanacak gerçek bir meslek kanunu istiyoruz.
• Öğretmenlerin sesine kulak verin,öğretmenler ne bu kanunu ,ne sınavı,ne kariyer basamaklarını istemiyor.Kanunu iptal edin.
Değerli basın emekçileri,
Eğitim Emekçilerinin artan enflasyon ve iğneden ipliğe yapılan astronomik zamlarla yaşadıkları yoksullaşma kendini daha da derinden hissettirmektedir. Maaşlarımıza yapılan artışlar kayıplarımızı karşılamadığı gibi,temmuzda aldığımız zamlar çoktan buhar oldu gitti.Bankalarla Yapılan promosyon sözleşmelerinde ödenen miktarlar ise ülke gerçekliğinden ve eğitim emekçilerinin ekonomik beklentilerinden çok çok uzak kaldı.Bu nedenle biz eğitim emekçileri maaş sözleşmelerimiz karşılığında aldığımız banka promosyonlarının güncellenmesini ve kayıplarımızın telafisini istiyoruz.Bu amaçla başlattığımız sürecin takipçisi olacağımızı buradan bir kez daha ifade ediyoruz.
Ve bu yıl eğitim emekçilerine ödenecek olan 1325 TL eğitim ödeneğinin yukarıda saydığımız nedenlerle artırılmasını, sadece öğretmenlere değil ayrımsız tüm eğitim emekçilerine 1 maaş tutarında ve yılda 2 kez ödenmesini talep ediyoruz.
Tüm eğitim emekçilerine ulaşım ve kira yardımı yapılmasını istiyoruz.Çünkü biz insanca yaşamak istiyoruz.
BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ.
YAŞASIN ÖRTGÜTLÜ MÜCADELEMİZ.
YAŞASIN DAYANIŞMA
YAŞASIN EĞİTİM SEN
EĞİTİMSEN TARSUS ŞUBE YÜRÜTME KURULU