Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen ‘41 Yeni Açılış, 41 Kere Maşallah’mottosuyla gerçekleştirdiği açılışların 7.’si olan ‘Toplu Taşıma Yerleşkesi’ açılışına katılmak için Mersin’e geldi.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu açılış öncesi Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in de katılımı ile ilk olarak muhtarlarla buluştu, sorularını cevapladı.
Başkan Seçer’den
muhtarlara: “Bizler için ön açıcı, yol gösterici olan
mesajlarınızı önemsiyoruz”
Yenişehir
Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen ‘Muhtarlarla Buluşma’
programında yaptığı konuşmada muhtarların düşüncelerinin ve vereceği mesajların
kendileri için son derece önemli olduğunu ifade eden Mersin Büyükşehir Belediye
Başkanı Vahap Seçer, “Burada sizlerin
bizlere vereceği mesajlar, kamuoyuna vereceği mesajlar, dertleriniz,
sorunlarınız, beklentileriniz, yakın tarihte gerçekleşecek olan Türkiye’nin
demokrasi tarihinin en önemli seçiminde belki de bizler için ön açıcı, yol gösterici
olan mesajlarınızı da önemsediğimizi ifade etmek istiyorum. Çünkü sizler
demokrasinin temel unsurlarısınız, millet iradesinin direkt isme yansıyarak
hizmete dönüştüğü figürlersiniz, kimliklersiniz, kişiliklersiniz” dedi.
“Bizler
muhtarlarımızı seviyoruz”
Muhtarlara; “Sizleri önemsiyoruz, sizleri değerli
buluyoruz” cümlesiyle seslenen Başkan Seçer, “Belediye başkanları olarak her
zaman şunu söylüyoruz; bizler muhtarlarımızı seviyoruz. Bizim aramızda zorunlu
bir aşk var, biz ayrılamayız. Ayrıldığımız noktada, küstüğümüz noktada
birbirimize sevginin, saygının azaldığı noktada Mersin halkı hizmetleri eksik
alır ve zarar görür. Biz buna müsaade edemeyiz. Mahkeme kadıya mülk değil.
Görev süremizi onurumuzla, şerefimizle tamamlayacağız. Bundan sonra ülkemizin
geleceği için bu güzel ülkenin aydınlığı için artık yerimizi gençlere
bırakacağız” diye konuştu.
Ömür:
“Belediyelerimizin yaptığı hizmetlerde, sizlerin misyonu, talepleri ve çabaları
çok önemli”
CHP
Mersin İl Başkanı Koral Ömür ise yaptığı konuşmada muhtarların misyonu ve
taleplerinin hizmetlerde çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Genel Başkanımız, halkımızla beraber oluyor. Gençlerimizle,
kadınlarımızla Türkiye’nin her köşesinde birlikte oluyor. Bugün muhtarlarımızla
bir araya geldi. Değerli muhtarlar; belediyelerimizin her türlü zorluklara
rağmen yaptığı hizmetlerde sizlerin misyonu, talepleri ve çabaları çok önemli.
Yerelde muhtarlarımızla geliştirilen diyaloğun Türkiye genelinde nasıl
oluşturulacağına dair vizyonu Sayın Genel Başkanımız da ortaya koydu” dedi.
Konuşmaların
ardından ise toplantıya katılan muhtarlar CHP Lideri Kılıçdaroğlu’na sorularını
ve çözüm bekledikleri konuları aktardılar.
“Toplumda derin bir
yoksulluk var”
Mezitli
Atatürk Mahalle Muhtarı Badegül Kaptan, yaptığı konuşmada, kendisinin de EYT’li
olduğunu ve emekli olmak için sorunlarla karşılaştığını anlattı. Kaptan,
ekonomik sıkıntılardan dolayı insanların birçok konuda sıkıntı yaşadığını
belirterek, “Gerçekten toplumda derin
bir yoksulluk var. Her gün muhtarlığımıza ulaşan icra kâğıtlarının gelmesiyle
birlikte aile içi şiddet, kadına şiddet, biliyorsunuz son dönemlerde gerçekten
kadın cinayetleri çok arttı. Bunun temelinde bazen ekonomik sıkıntılar da
olabiliyor. Siz iktidara geldiğinizde bu derin yoksunluğu nasıl gidereceksiniz?
Bunun gerçekten bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. Biz şanslı bir şehirde
yaşıyoruz. Gerçekten Büyükşehir Belediyemiz çok güzel çalışıyor. Bütün
birimleri güzel çalışıyor” dedi.
Batman
Merkez Kesmeköprü Mahalle Muhtarı İdris Dezen, ülkenin işsizlik sıkıntılarına
değinerek, “Son iki aydır Batman’da
sadece 6, 7 kişi genç 20, 23 yaşlarında üniversite mezunu intihar etmiştir.
Sayın Genel Başkanım benim köyümde şu ana kadar CHP’ye hiç oy çıkmadı ama bu
saatten sonra var gücümüzle size çalışacağız. Biz size çalıştıktan sonra görevimizi
yaptıktan sonra görev artık sizindir. Sizin de özellikle üniversite mezunu
gençlerimizin bir iş sahası olabilmesi için bir emek kazanabilmeleri için
herhangi bir düşünceniz var mı?” diye konuştu.
“Çiftçiler olarak
biz artık girdi maliyetleri ile baş edemez olduk”
Mezitli
Kocayer Mahalle Muhtarı Mehmet Ali Öztürk, çiftçilerin sorunlarına değinerek, “Mersin 12 ay boyunca üretim yapan bir
şehirdir. Narenciyesinden domates, şeftali, muz aklınıza ne gelirse hepsi
burada yetişmektedir. Ancak çiftçiler olarak biz artık girdi maliyetleri ile
baş edemez olduk. Özellikle gübre, ilaç, mazot son zamanlarda elektrik ya da
sulamaya yapılan zamlardan dolayı inanın çok zordayız. Biz sizin bunları
çözeceğinizi biliyoruz. O konuda da çiftçiler olarak sizden çok umutluyuz.
Diğer bir konumuz; ‘Hazine arazilerini tarıma açtık deniyor’ ancak ben kırsalda
oturuyorum. Toros dağlarının en son mahallelerinden biriyiz. Yaklaşık 100 bin
tonun üzerinde şeftali üretmekteyiz 4-5 mahalle. Ancak şimdi Hazine
arazilerimiz yıllardır kullandığımız, ecri misil de ödüyorduk, son zamanlarda
sökmeye başladılar, kesmeye başladılar Milli Emlak aracılığıyla. Biz diyoruz ki
ya kiralayın ya bize verin, yani biz bunları kullanmak istiyoruz. ‘Olmaz
keseceğiz’ diyor. ‘Sonra müracaat edersiniz’ Yılların emeği var orada. Biz bunu
nasıl kesip tekrar ekmek yıllarımızı alır. Bununla ilgili sizlerden söz
istiyoruz. Siz bu sözleri bizlere verin. Biz de sizin her zaman yanınızdayız
çiftçiler olarak” ifadelerine yer
verdi.
Yenişehir
İnsu Mahalle Muhtarı Sadettin Kök, Büyükşehir
Belediyesi’nin çok iyi hizmet ettiğini ifade ederek, hayvancılık ile ilgili
yaşadıkları sorunları anlattı. “Yenişehir’e
yaklaşık 16 kilometrede oturuyoruz. Yaklaşık 30-40 tane küçükbaş hayvancılıkla
uğraşan arkadaşlarımız vardı. Şu anda 7-8’e düştü. Girdi maliyetleri yüksek
olduğundan dolayı artık küçükbaş hayvancılık bizim köyde de düştüğü için et
artık mutfağa girmez oldu. Allah nasip ederse, Cumhurbaşkanı olarak
gördüğümüzde 100 lirayı geçmezse her mutfağa et girmesini sağlarsanız ben
şahsım ve muhtar arkadaşlarım adına çok teşekkür ediyorum. Çiftçilik artık bu
memlekette yapılamaz hale geldi. Kıraç bir yerdir, sulu bir yer değil bizim
orası. Buğday, arpa ekmekten başka çaresi yoktu vatandaşın. Şu anda araziler
boş durumda” dedi.
Tarhan: “Genel
Başkanımın dürüstlüğünü görerek, beraberce çalışmak istedim”
Önceki
dönem Batman’ın Hasankeyf ilçesinde Belediye Başkan Yardımcısı ve bu dönem
meclis üyesi olan Abdullah Tarhan, gördüğü lüzum üzerine yakın zamanda AK
Parti’den istifa ettiğini belirterek, “Tam
50 yıllık belediyeciyim. Sayın Genel Başkanımın dürüstlüğünü görerek,
siyasetini benimseyerek yanında beraberce çalışmak istedim. Onun için bu kararı
kendi kendime verdim” dedi.
Kılıçdaroğlu, çözüm
önerilerini paylaştı
Farklı
kentlerden gelen ve çoğunluğu Mersin’de görev yapan muhtarları selamlayarak
konuşmasına başlayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, muhtarların demokrasini temel
taşı olduğunu söyledi. Gittiği her yerde muhtarlarla özel bir toplantı
yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde muhtarlar için
yapacakları çalışmaları anlattı.
Muhtarlık seçimlerinde birleşik bir oy pusulasının olmadığını anımsatan
Kılıçdaroğlu, “Birden fazla muhtar adayı
varsa beğenmediğiniz muhtarın oy pusulasını alıp cebinize koyarsınız, dışarı
çıkarsınız. Size oy vermek isteyen sizin pusulanızı bulamaz. Bu, muhtarlık
kurumuna siyaset kurumunun yeteri kadar değer vermediğini gösteriyor. Birden
fazla muhtar adayı var mı? Var. O zaman birleşik oy pusulası yaparsınız,
isteyen vatandaş isteyen muhtarın altına mührünü basar ve o muhtar da diğer
seçimlerde olduğu gibi kazandığı zaman gelir koltuğuna oturur. Bunun yapılması
lazım” dedi.
“Köy tüzel
kişilikleri yeniden olacak”
Büyükşehirlerde
mahalle nüfusu yoğun olan muhtarların olduğunu da dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bir yardımcı personeli bile yok.
Muhtarlığı kapattığı zaman vatandaşın derdini anlatabileceği hiç kimse yok.
Üniversiteyi bitiren, liseyi bitiren dünya kadar işsizimiz var. Muhtar
arkadaşlara birer yardımcı personel verilse, dosyaları tutsalar, gelen
vatandaşla ilgilenseler ne olur? Ben bunu söylediğimde kıyameti kopardılar; ‘Vay efendim muhtarlara bu verilir mi?’
Niye verilmesin? Allah nasip eder iktidar olduğumuzda vereceğiz ve yanınızda
çalışan bir büro personeli olacak. Ne olacak yani? KPSS sınavına girecek,
sınavı kazanacak, gelecek muhtarının yardımcısı olacak. Muhtar taziyeye gidemez
mi, düğüne gidemez mi, alışverişe gidemez mi? Gidecek. Muhtarlığın açık olması
lazım, vatandaşın gelip derdini anlatması lazım. Dosyaların tutulması lazım. Özellikle
büyük kentlerde bu çok ciddi bir sorun. Büyükşehirler ilan edildikten sonra
kırsalda köy tüzel kişilikleri yok edildi. Yok, öyle bir şey. Mal varlıklarına
da el konuldu. O köy tüzel kişiliklerini yeniden ihya edeceğiz. Muhtarların köy
tüzel kişilikleri yeniden olacak” diye konuştu.
“Muhtarlığın bir
bütçesinin olması lazım”
Muhtarlıklar
için bütçe oluşturulması gerektiğini de savunan Kılıçdaroğlu, “Fakir bir aileyi düşünün. Oğlu veya kızı
Mersin'de oturuyor, Adana'da sınavı kazandı. Gidip kaydını yaptırabilecek
imkanı bile olmayabilir. Mahallede en rahat ulaşabilecek kişi mahallenin
muhtarıdır. Mahallenin muhtarına gelecek, ‘Ya
oğlum, kızım sınavı kazandı. Gidip kaydını yaptıracağım ama yol parası
bulamıyorum’. Ne olması lazım? Muhtar kendi cebinden çıkarıp verebilir
eyvallah; ama bir bütçesinin olması lazım. Diyeceksiniz ki; ‘Ey Kılıçdaroğlu nereden çıktı bütçe? Kim
bize böyle bir bütçe verir? Var. Bu kardeşinizin eski bir Maliyeci olduğunu,
eski bir hesap uzmanı olduğunu sakın unutmayın. Şimdi Belediye Başkanını seçen
kim? Ona oy veren vatandaşımız aynı zamanda mahallenin muhtarına da oy veriyor
mu? Veriyor. Orada oturan vatandaş, ev sahibi belediyeye emlak vergisi ödüyor
mu? Ödüyor. O emlak vergisinin belirli bir oranı muhtarlığa dağıtılsa ne olur?
Bütçesi olur mu? Olur” ifadelerini kullandı.
“Vatandaşın derdini
en iyi bilen mahallenin, köyün muhtarıdır”
Bir
mahalle veya köyde vatandaşın durumu en iyi muhtarların bileceğini söyleyen
Kılıçdaroğlu“Vatandaşın derdini en iyi
bilen mahallenin, köyün muhtarıdır. Eğer sosyal yardımlar dağıtılacaksa
muhtarlar aracılığı ile dağıtılması lazım. Çünkü onların siyasi bir kimliği
yoktur. A partili B partili diye ayırmaz. Dolayısıyla sosyal yardım yapılacaksa
muhtar aracılığıyla bunun yapılması lazım. Bir arkadaşımız derin yoksulluktan
bahsetti ve yoksulluğun giderek arttığını söyledi. Yoksulluğun nerelerde
giderek yoğunlaştığını da yine en iyi mahallenin muhtarı bilir. Ailenin
pozisyonunu bilir, durumunu bilir. Dolayısıyla onlara yardım yapılması
gerektiğini gider Bir şekli ile kamu yetkililerini devlet yetkililerine
aktarır. Ama gönül ister ki o yardımlar doğrudan muhtarlar aracılığıyla
dağıtılsın” dedi.
“Muhtarlığın bir
kamu kurumu olarak yasal çerçeve içerisinde tanımlanması lazım”
Muhtarlığın
bir kamu kurumu olarak kabul edilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bu durumdan
dolayı muhtarlıklar ile belediyeler arasında özel projeler geliştirilemediğini
aktardı. Kılıçdaroğlu“Çünkü kamu kurumu
değil. Muhtarlığın bir kamu kurumu olarak yasal çerçeve içerisinde tanımlanması
lazım. Siz izin aldığınızda veya hastalandığınızda ödenek kesiliyor. Ama
milletvekili aldığında, belediye başkanı aldığında, onlarınkinde bir kesilme
yok. Cumhurbaşkanı aldığında kesilme yok, bakan ayrıldığında kesilme yok.
Onlara oy veren vatandaş size de veriyor. Sizinki niye kesiliyor? Bu soruyu da
soracaksınız. Madem demokrasi var, madem eşitlik var, bakanı, milletvekilini,
belediye başkanını seçen mahalle bana da oy veriyor. O zaman en azından
hiyerarşi olmasa bile bazı haklarda eşitlik olması lazım” diye konuştu.
“Türkiye Muhtarlar Birliğinin kurulması lazım”
Bir
an önce Türkiye Muhtarlar Birliği’nin kurulması gerektiğine dikkat çeken CHP Lideri
Kılıçdaroğlu“Türkiye Muhtarlar
Birliğinin kurulması lazım. Türkiye Belediyeler Birliği var ama Türkiye
Muhtarlar Birliği yok. O kadar çok dağınık bir yapınız var ki o dağınık yapı
içerisinde siz derdinizi anlatamıyorsunuz emin olun. Biz muhtarlarla ilgili bir
düzenleme yapmak istedik. Bu söylediğim bütün olayları, sorunları çözen bir
temel muhtarlık kanun teklifi hazırladık. Şu anda yürürlükte olan 82 kanunda ve
354 maddede muhtar adı geçer, bilmezsiniz. Biz de bilmiyorduk ama bir çalışma
yapınca 82 kanuna ve 354 maddeye bakmak zorunda kaldık. Yetkisi var,
sorumluluğu var, sosyal hakları kapsayan düzenlemeler var ama temel bir
muhtarlık kanunu yok. Biz bütün bunların tamamını toparladık, temel kanun
teklifi hazırladık. Ama hazırladıktan sonra muhtarların kurdukları bütün
derneklere gönderdik. ‘Alın bakın. Bir
eksiğimiz var mı, bir yanlışımız var mı? Düzeltelim’ dedik. Dernekler
baktılar dediler ki şuraları düzeltin, onların isteği üzerini düzelttik.
Muhtarlık Temel Kanunu’nu TBMM’ne teklif ettik, Genel Kurula bir kanun teklifi
olarak sunduk. Ama bu kanun teklifimiz AK Parti’nin ve MHP’nin oylarıyla
reddedildi. Şimdi ben size söz veriyorum, bir tarafa yazın. Allah nasip eder,
iktidar olduğumuzda, o kanunun derhal ve ivedilikle çıktığını göreceksiniz”
şeklinde konuştu.
“Gerekli
planlamaları yaparak Türkiye'yi hızlabüyütmek ve halkı kalkındırmak mümkün”
İktidara
gelmeleri halinde yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi veren CHP Lideri
Kemal Kılıçdaroğlu“Çiftçilerin veya
esnafın, ister tarım kredi, ister esnaf kefalet kooperatif olsun, ister
bankalardan aldıkları kredilerin olsun faizlerini ilk bir haftada sileceğiz. Ne
faizi? Zaten batırmışsın, zaten doğru düzgün çalışamıyor, zaten doğru düzgün
gelir elde edemiyor. Faizlerini sileceğiz ve sadece anaparasını taksitle
alacağız. Belki bu bölgede yok ama örneğin Doğu, Güneydoğu Anadolu'da havza
bazlı üretim yapacağız. Erzurum, Iğdır, Kars, Elazığ, Tunceli, o bölge tarım ve
hayvancılıkta özel ekonomi bölgesi ilan edildiğinde ve bu bölge sadece tarım ve
hayvancılık ürünleri üretip ve buna dayalı sanayi geliştirdiğimizde, olağanüstü
bir kalkınma süreci yaşayacaktır. Kafkasların ve Ortadoğu’nun yıllık et ürünü
ihtiyacı 25 milyar dolar, biz 500 milyon dolar bile alamıyoruz. Demek ki akıllı
politikalarla, ülkeni düşünerek ve gerekli planlamaları yaparak Türkiye'yi
hızla büyütmek ve halkı kalkındırmak mümkün. Bunu yapacağız, göreceksiniz”
ifadelerini kullandı.
“Bir siyasetçi
iktidar olduğunda, mal varlığında artış varsa bilin ki o malı götürüyor”
Bir
siyasetçinin iktidar olduktan sonra mal varlığında artış oluyorsa o
siyasetçinin ‘Malı götürdüğü’nün bilinmesi gerektiğini de söyleyen Kılıçdaroğlu
şunları kaydetti:
“Bir şeyi unutmayın;
bir siyasetçi iktidar olduğunda, mal varlığında artış varsa bilin ki o malı
götürüyor. Dolayısıyla ne yapar bu siyasetçi, vatandaşın hakkını hukukun değil
kendi mal varlığını korumaya başlar. Bunu kim söylemiş? 2 bin 400 yıl önce bir
bilim insanı söylemiş. Bir siyasetçi görev yaparken mal varlığında niye büyük
artışlar olur? Siz inançlı insanlarsınız. Yüce Yaradan ne diyor? ‘Kul
hakkıyla karşıma gelme, günahları affedebilirim’ diyor ‘Ama kul hakkıyla karşıma gelme onu affetmem’ diyor. Bir siyasetçi
devleti yönetirken 85 milyonun parasını kullanır, 85 milyonun parasını doğru
kullanmaz ve kendisine özel mal varlığı edinirse, kul hakkı yemektir bu.
Vatandaşın hakkını hukukunu yemektir bu.”
“Adaletin olmadığı
bir yerde devlet dediğiniz kurumda çürüme başlar”
Muhtarlık
kurumunun sıradan bir kurum olmadığını ve muhtarların aynı zamanda toplum
içerisinde kanaat önderleri olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu“Dolayısıyla bulunduğunuz makamda aynı
zamanda adaleti de temsil ediyorsunuz. İster köyde ister mahallede herkese eşit
davranmak zorundasınız. Eşit davranmazsanız görevinizi yapmamış olursunuz. Ben
bizim belediye başkanlarını söyledim. Seçildiğiniz andan itibaren göğsünüzdeki
CHP rozetini çıkarın, artık size oy versin vermesin, bütün vatandaşlara eşit
davranın. Sadece fakir mahallelere pozitif ayrımcılık yapın. O mahallelerde
yaşayan insanlar da diğer mahallelerde yaşayan insanlar gibi huzur içinde
yaşayabilmeli ve o mahallelerden başlayarak kreşler yapın. Anne çocuğunu
getirsin, güven içerisinde kreşe teslim etsin diye. Bütün bunları yapmak
mümkündür. Ve yine unutmamanız gereken bir şey daha var. Devletin dini
adalettir. Adaletin olmadığı bir yerde devlet dediğiniz kurumda çürüme başlar”
ifadelerini kullandı.
“Adaletin
olmadığını ben değil Yargıtay Başkanı söylüyor”
En
alt kademeden en üst kademeye kadar devleti yönetenlerin de adil olması
gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sizler
muhtar olarak yönetirken, Belediye başkanı yönetirken adil davranmak
zorundadır. Devleti yönetenler de adil davranmak zorundadırlar. Adaletin
olmadığı bir yerde huzur olmaz, bereket olmaz. Bana söyler misiniz Allah aşkına
bu ülkede adalet var mıdır? Adaletin olmadığını ben değil Yargıtay Başkanı
söylüyor zaten. ‘Adalete olan güven yüzde 30’a düştü’ diyor. Yani vatandaşın
yüzde 70’i ‘adalet yoktur’diyor. Ben değil, adaletin başında olan kişi bunu
söylüyor. O zaman bu ülkede huzuru getireceksek önce adalet için mücadele etmek
zorundayız. Adaleti getirmek zorundayız. Adaletin olmadığı yerde açlık olur,
sefalet olur. Bu ülkede derin yoksulluk var mı, var. Çocuklarını yatağa aç
yatıran anneler var mı, var. Üniversiteyi bitiren işsiz evlatlarımız var mı,
var. Peki, adalet midir, hak mıdır, hukuk mudur? Bana görev düşüyor ben bunları
dillendiriyorum. Ama size de görev düşüyor. Eski alışkanlıklarınızı bırakmak
zorundasınız. Türkiye bir çürümenin içinde süratle gidiyor. Kimin ne yaptığı
belli değil, kimin eli kimin cebinde belli değil. Allah nasip ederse onların tamamını
çözeceğiz. Ülkede uyuşturucu baronları
koşturuyor. Uyuşturucu belası bu kadar derinden yaşanmamıştı bu topraklarda. Bu
karamsar atmosferi beraber değiştirmek zorundayız.” dedi.
“Tarım, hayvancılık
zarar ediyor”
Türkiye’nin
tarım ve hayvancılık konusunda dışa bağımlı hale geldiğini söyleyen
Kılıçdaroğlu, “Yıllık tarım ürünü
ihracatı 180 milyar doların üzerinde. Devasa Türkiye’ye bakın. Tütün ekip ihraç
ederdik şimdi tütünü, mercimeği, fasulyeyi, pamuğu, eti, canlı hayvanı ithal
ediyoruz. Bu Türkiye’yi iyi yönetmek midir? Elaleme avuç mu açmak gerekiyor?” diye
konuştu.
“Çiftçinin bu
iktidardan 273 milyar lira alacağı var”
Çiftçinin,
kanunla tanınan milli gelirin en az yüzde 1’i olan payını alamadığını sözlerine
ekleyen Kılıçdaroğlu, “Bugüne kadar bu
para yüzde 1 olarak hiç verilmedi. Çiftçinin bu iktidardan 273 milyar lira
alacağı var. Siz istediniz mi alacağınızı muhtar arkadaşlarım, çiftçilik
yapıyorsanız. ‘Kanunun o maddesi neden uygulanmadı’ diye sordunuz mu? Sorarsak
Türkiye düzelecek. ‘Kanun bana bu hakkı vermiş, sen bütçeden bu kadar para ayıracaksın
ve bunu bana vereceksin’ diyor. Niye vermiyorsun bana? Elinizden tutan mı var,
nereye gidiyor bu paralar? ‘Beşli çeteler’ diyorum kıyamet kopuyor. ‘Beşli
çetelerden o parayı alacağım’ diyorum kıyamet kopuyor. Söz veriyorum sizin
huzurunuzda, muhtarların huzurunda, bu milleti soyup soğana çeviren o beşli
çetelerden o paraların tamamını alacağım, fakir fukaraya vereceğim” ifadelerine
yer verdi.
Çiftçiye
mazotu ÖTV’siz ve KDV’siz vereceğini söyleyen Kılıçdaroğlu,Türkiye’nin kendi
elektriğini kendisi üretecek güçte olduğuna da vurgu yaptı.
Kırsalda
yaşayan üreticiler için hayata geçirecekleri hizmetleri anlatan Kılıçdaroğlu, “Kırsalda bütün okulları açacağız, köy
okullarını açacağız. Öğretmeniniz olacak, imamınız olacak, hayvancılık
yapıyorsa bir veterinerimiz olacak, eğer ziraatla uğraşılıyorsa ziraat
mühendisi, ziraat teknisyeni olacak. Toprak analizleri yapılacak,
hayvanlarınızın aşıları düzenli olarak yapılacak. Bütün bunları devlet oturup
yapacak. Bunu yaptığınız zaman üretim de artar. Vahap Seçer Başkanımız dedi ki;
‘Muhtarlarla belediye arasında zorunlu bir aşk hikayesi vardır’. Doğrudur, bu
dayanışma ile olur. Dayanışma ile beraber birlikte olur. Bu dayanışmayı
gösterdiği için tekrar Başkana teşekkür ederim. ‘Derin yoksulluk var’ dendi.
Evet derin yoksulluk var. Bunu da çözeceğiz.
‘Aile destekleri sigortası’ diye bir sigorta getireceğiz. Bu primsiz
olacak. Bütün aileler, fakir ailelerin
banka hesaplarına, kadının banka hesabına para yatıracağız. Asgari ücret kadar
para yatıracağız” dedi.
“100 bin öğretmen
atayacağız”
Dar
gelirliye yapılan yardımları rencide etmeyecek şekilde yapacaklarını ifade eden
Kılıçdaroğlu, “Derin yoksunluğu bitireceğiz. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç
girmeyecek. Bu konuda kararlıyız. Batman’dan gelen arkadaşımız işsizlik
sıkıntısını söyledi. Cumhuriyetin 100. yılında iktidar olduğumuzda 100 bin yeni
öğretmen ataması yapacağız. Diyeceksiniz ki 100 bin atamayı nereden buldunuz?
Sayıştay raporları var; ‘138 bin öğretmen açığı var’ diyor. Biz 100 bini
atayacağız, arkasından köy okullarını da açtıktan sonra ikinci 100 bin
öğretmeni atacağız” diye konuştu.
‘Aile
Destekleri Sigortası’nı detaylandıran Kılıçdaroğlu, “Nerede
bir aile hekimi varsa orada sosyal hizmet uzmanları olacak. Bütün ailelerin
durumunu gözden geçirecekler. Fakir, engelli, yaşlı var mı, üniversiteye giden
çocuğu var mı, kaç çocuklu, ihtiyacı var mı yok mu? Sosyal hizmet uzmanları
bunları raporlayacaklar, o rapora göre Ankara’dan kadının banka hesabına her ay
düzenli bir para gelecek. Dolayısıyla bir kişinin ya da bir ailenin
yoksulluğunu sadece devlet ve orada onun evine giren çıkan sosyal hizmet uzmanı
bilecek. Veterinerler, ziraat mühendisleri, ziraat teknisyenleri, orman
mühendisleri atanacak. Bütün bunların alt yapıları büyük ölçüde bitti” dedi.
“Türkiye’yi aile
şirketini çevirdiler”
Hasankeyf’ten
gelen belediye başkan yardımcısının “Partiyi aile şirketine çevirdiler” cümlesi
üzerine de konuşanKılıçdaroğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Türkiye’yi aile
şirketini çevirdiler. ‘Biz devleti şirket gibi yöneteceğiz’ demiyor muydu?
Bakın kardeşlerim burada bir vakıf kuruyorsunuz bir de Amerika’da bir vakıf kuruyorsunuz,
ikisinin de başında sizin çocuklarınız. Buradan milyon dolarlar alıyorsunuz
Amerika’daki vakfa gönderiyorsunuz. Ne yapıyorlar. Manhattan; dünyanın en
pahalı adasıdır. Orada gökdelen yapıyorsunuz. Niçin, neden, hangi gerekçeyle,
kimin parasıyla? Onların tamamını Türkiye getireceğim göreceksiniz” ifadelerini kullandı.
“Her plan rant
yaratır ama rantın halk için kullanılması lazım”
Şehirlerde
rant yaratıldığını söyleyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bir şehir rant yaratır. Rant yaratmayan hiçbir şehir yoktur. Büyük
bir cadde yaparsınız. Caddenin iki tarafındaki binaların, dairelerin fiyatı
artar. Sorun şu; rantı kazananlar, rantı kimin için harcayacaksınız? Rantı
kentin sakinleri için harcarsanız, eyvallah. Rantı alır cebinize koyarsanız
işte orada ‘Dur’ dememiz lazım. Her plan rant yaratır ama rantın halk için
kullanılması lazım” diye konuştu.
Bir
muhtarın göçmenlerle ilgili değerlendirmesi ile ilgili Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de bir il hariç bütün illerde
göçmenler, Suriyeliler, Afganlar var. Bir sorun yaşadılar, Türkiye geldiler,
eyvallah ama onların yolunu, okulunu, köprüsünü, kreşini, hastanesini yaparak
onları en geç 2 yıl içerisinde kendi ülkelerine göndereceğiz. Bundan emin
olmanızı istiyorum. Kimin parasıyla nasıl yapacaksınız diye haklı olarak
aklınıza o soru gelebilir. AB’den elde ettiğimiz fonlarla bizim müteahhitler
gidip onların tamamını yapacaklar. Bu konuyu ben hem AB yetkilileriyle görüştüm
hem Suriye’den kaçıp gelen sığınmacıların yetkilileri ile de görüştüm. Bunu
çözebiliriz, hiç kimse endişe etmesin” dedi.
“Bütün
farklılıklarımızı zenginlik kabul ettiğimiz andan itibaren Türkiye’yi hızla
büyütebiliriz”
CHP
Lideri Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin çok zengin bir kültüre sahip olduğunu, bunun
yaşatılması ve korunması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
“Güzel bir şehirdesiniz. Bingöl’ün Genç
ilçesinde ben ilkokul ve ortaokulu bitirdim. Benim çocukluk anılarım oradadır.
Hala oranın eskiden belediye başkanlığı yapan arkadaşlarla zaman zaman görüşürüm.
O bölgenin de kültürünün buradan, yani Mersin’den çok farklı olmadığını
biliyorum. Sevecen insanları var. Biz çok ayrıştık, çok kavga ettik,
kutuplaştık. Artık Türkiye’nin buradan çıkması lazım. Doğusu, batısı, güneyi,
kuzeyi hepimiz beraberiz. Çok zengin bir kültürümüz var. Yemeklerimiz, oyun
havalarımız yerden yere, bölgeden bölgeye değişiyor ve bizler bütün
farklılıklarımızı zenginlik kabul ettiğimiz andan itibaren Türkiye’yi hızla
büyütebiliriz. Mesela Şanlıurfa’nın
hoyratı var dinlediğimiz zaman hüzünleniriz. Karadeniz’in güzel oyun havaları
var zevkle, keyifle onu izleriz. Çok zengin bir kültürümüz var. Yemekten tutun
oyun havalarına, köyden köye bunların neredeyse tamamı değişir. Dolayısıyla bu
zenginliğin hem yaşatılması hem korunması gerekiyor. Demokrasi içinde bütün
bunları bütün bu sorunları aşmak mümkün.”
Mersin
ve Adana’nın yanı sıra Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu illerinden gelen
muhtarların da katıldığı buluşmada CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP’ye
katılan muhtarlara parti rozetlerini taktı.